DÜNYANIN GİDİŞATI VE SORUMLULUĞUMUZ

DÜNYANIN GİDİŞATI VE SORUMLULUĞUMUZ

22 Aralık 2024, Pazar | 18:13

Adım adım büyük bir dünya savaşına sürükleniyoruz.

Çatışma, katliam ve savaşlar artarak devam ediyor.

Maalesef dünya; huzur, sükûn, sulh ve selametle değil, tahammül edilmesi zor zulümlerle yeni yıla girdi.

Gücü elinde bulunduran küresel zorbalar eliyle son bir asırdır Bosna, Irak, Afganistan, Doğu Türkistan, Suriye, Keşmir, Myanmar, Yemen, Libya, Somali, Sudan ve diğer birçok ülkesinde yaşanan ağır insan hakları ihlalleri sabır gösterilmez bir noktaya geldi.

Yapılan zulmün sonuncusu bebek, çocuk, kadın ve yaşlı sivillerden oluşan 50 bini aşkın insanın katliyle Filistin’de gerçekleşti.

Ölümcül saldırılar, insanların maruz kaldıkları fiziki ve kültürel soykırım, herkes tarafından bu zulüm düzeninin mimarlarına ve sahiplerine karşı infial düzeyinde bir tepkiye dönüştü.

Bugüne kadar milyonlarca insanın ölümüne neden olan katliamlardan farklı olarak Filistin’de yaşananlar bardağı taşıran son damla etkisi oluşturdu. Dünyanın her tarafında farklı din, dil, ırk ve milliyete sahip vicdan sahibi insanlar mevcut zulüm düzenini, bu düzenin kurucularını, koruyucularını ve bu düzenin aparatı uluslararası örgütleri sorgular hale geldi. Yeryüzünde yaşatılan baskı, zulüm, iç karışıklık, katliam ve soykırımlara karşı bir küresel uyanış, diriliş ve direniş başladı. Geride bıraktığımız yılın insanlığa yaşattığı acılara karşı başlayan bu vicdani uyanış mazlumların umudu oldu.

Yaşanan olağan dışı süreçte mazlumlar tarafından tarihi, coğrafi ve politik konumundan dolayı Türkiye’ye bu küresel sömürü düzenine başkaldırının öncüsü olma rolü biçilmiş durumda.

Yaşadığımız coğrafya, dünyanın gidişatına yön veren bir öneme sahipken bireysel ve kurumsal sorumluluklarımız da bu önemle orantılı bir şekilde artmaktadır.

Dünyayı yöneten güçlerin sahip oldukları imkânlar düşünüldüğünde manzara çok iç açıcı olmasa da zulümle dünyanın âbad olamayacağını, mazlumların çığlıklarının, kan ve gözyaşlarının zalimlerin sonunu getireceğine iman ediyoruz.

Memur-Sen bir sendikal örgüt olarak bir taraftan üyelerimizin sorunlarını çözmek, çalışa hayatının problemlerini ortadan kaldırmak, kamu görevlilerinin sosyal ve mali haklarını iyileştirmek için çalışıyorken diğer taraftan ülkemizi de tehdit eden bu küresel şer odaklarının oyunlarını anlamaya, anlatmaya ve bozmaya ilişkin sorumluluklarımızı göz ardı etmememiz gerekiyor.

Safımızın,  niyetimizin ve gayretimizin üzerimizdeki sorumluluğu kaldıracağı bilinciyle iyinin, güzelin, doğrunun ve adaletin hâkimiyeti uğruna mücadelemiz artarak devam edecek.


Tüm Yazarlar Tüm Yazılar